Sadi şirazi sözleri

• Mecnunun leyla’ya karşı olan gerçek sevgisine dair.
• Ben sana denize açılma demiyorum. Açılacak olursan tufana bile katlan, diyorum.
• Leyla’nın yanında benden bahsetme ve benim adımı anma. Onun bulunduğu yerde benim bahis konusu olmam manasız olur. Çünkü ben onun varlığı ile varım. Ondan ayrı benim bir varlığım yoktur.
• Mecnun ona şu cevabi vermiş:.
• Ey vefalı ve temiz ahlaklı mecnun! ben leyla’nın bulunduğu taraflara gidiyorum. Bir haber göndereceksen söyle de ben söyleyeyim.
• Adam bu sefer de:.
• Efendi! benimle uğraşma. Benim derdim bana yeter. Bir de sen yarama tuz ekme. Birçok defa ayrılık zaruri olur. Ayrılığa katlanmak ve sabırlı olmak aşkın azaldığına, sevdanın geçtiğine delalet etmez ki….
• Mecnun bu sözleri işitince ağlayarak dedi ki:.
• Ey iyi huylu, irfan sahibi mecnun! neden artık leyla’nın obasına gelmiyorsun? artık sende leyla’ya karşı olan aşkından eser kalmadı mı yoksa! fikrin değişti mi? leyla’ya isteğin mi kalmadı?.
• Birisi mecnun’a dedi ki:.
• Aşık bir fedai demektir. Nasıl ki, bir fedai gayesine varmadıkça emeline erişmedikçe başına taş ve ok yağsa meydandan çekilmezse, aşık da öyledir.
• Aşık isen bu dertten kurtulmaya çalışma: yalnız sadi gibi garazsız, ivazsız aşık ol.
• Ne mutlu ona! sevgilisinin makbulü olduğu için sevgili onu öldürmüştür.
• Sevgilisi eliyle öldürülen aşığın mezarına gidip de ağlama, bilakis sevinerek şöyle de:.
• Aşıklığın ne demek olmak istersen anlatayım: ölmek suretiyle yanmaktan kurtulmak….
• Aşkın sonu budur işte, dedi ve can verdi.
• Zavallı mum, dumanı tepesinden çıkarken:.
• Artık gece bitiyor, sabah oluyordu. Peri yüzlü bir hizmetçi gelip mumu söndürdü.
• Sadi de mum gibidir. Dışı parlaktır, ama içi yanmıştır.
• Sen azıcık bir ışık ve ateş gördün mü, hemen yanıyorsun. Ben ise tamamıyla yanıncaya kadar dikilip duruyor, dayanıyorum. Aşk ateşi senin yalnız kanadını, benim ise vücudumu, baştan aşağı yakar.
• Ey pervane! ey aşk iddiacısı! aşk, senin için değil. Seninki bir kuru iddiadan ibaret. Sende ne sabır var, ne metanet ve tahammül.
• Mum, sözüne devamla pervaneye dedi ki:.
• Mum, hem bu sözleri söylüyor, hem de sararmış yanağından sel gibi gözyaşı dökülüyordu.
• Benim tatlı balım vardı. Beni ondan ayırdılar. Şirin’im haksızlıkla elimden alindi. İste ferhad gibi tepemden ateş çıkıyor. Gece meclisi aydınlatan ışığıma bakma. İçimi yakan ateşe bak.
• Ey benim biçare aşığım! benim yanmama, ağlamama sebep nedir bilir misin?.
• Ey sevgilim! hadi ben aşığım, yansam da yeridir. Peki ya sen neden yanıyor, niçin ağlıyorsun?.
• ?benim isteğim o`nun razı olduğundandır? dedi. *.
• ?ne demek istiyorsun?? dediler. *.
• ?ne cenneti ne de cehennemi? dedi. *.
• ?cenneti mi istersin yoksa cehennemi mi??*.
• Bir meczub`a sordular:*.
• Cennet, cehenem ve rlza*.
• Çevgahın topu çeldiği gibi, aşk da aklı çeler. *.
• Aşka karşı aklın yapabileceği bir şey yoktur. *.
• Aşk arslan, akıl ise demir pençe gibir. *.
• Adam, yerdeki kolçağı göstererek, ?bu pençe arslanla savaşmak için uygun değil? diye cevap verdi*.
• Arslanın pençesine yenik düşen ve zavallı bir şekilde yerde yatan adama, birisi, ?öyle uyuşuk uyuşuk durmak yakışıyor mu sana?bir pençede sen vursana. ?*.
• Adamı yere serdi*.
• Arslan güçlü pençesiyle çekip alıverdi elinden. *.
• Arslanla pençeleşen bir yiğit elindeki demir kolçağa güvenerek saldırdı*.
• Aşk ve akll*.
• Düşmanı dost yapmak istiyorsan, ona iyilik elini uzat. *.
• Sevdiğine kötü davranırsan senin yüzünü bile görmek istemez. *.
• Kötü tohumdan iyi meyve alınmaz. *.
• Kötülük yapma. Dostundan bile kötülük görebilirsin bu yüzden. *.
• İyilik ve ihsan gören düşmandan zarar gelmez. *.
• Düşmanlarının boynuna kılıcın kesmeyeceği bir kementle, lütüf kementiyle bağla. *.
• İnsanoğlu bağışla, hayvan tuzakla avlanır. *.
• Bağışta bulun. *.
• Cömertlik ve meyvesi*.
• Halkın sevgi ve güvenini kazanırsan düşmanı gerçekten yenmişsin demektir. *.
• Bir şehri kuşattığın ve yönetimi geçirdiğin zaman halka eskisinden daha iyi davran*.
• Düşmanın ülkesini kuşatıp fethettiğin zaman asayiş ve güvenlik işlerinde oranın tutukevindeki mahpusları görevlendir. Onların yürekleri acılıdır. Zulme geçit vermezler. *.
• Yeni görev yüklenmiş olanların işlerini kolaylaştırır, onlara yardımcı ol, inayet elini uzat. *.
• Komutanına karşı çıkan bir askere görev verilmez. Başındakinin değerini bilmeyen, ona nankörlük edenden hayır gelmez. Onun sözüne ve yeminine güvenilmez. *.
• Herkesin yakesici olabileceğini düşünen kimse, kesesindeki inciyi kolay kolay kaptırmaz. *.
• Dostlarına karşı bile uyanık olmalısın. O zaman düşmanındanda emin olabilirsin. *.
• Baldaki tatlı yanıltıcıdır. *.
• Tatlı söze kanma. *.
• Akrabalık bağları, onu sana karşı kinlendirir. *.
• Düşmanın dostu düşmandır, unutma. *.
• Düşmanın yakınlarından birisi sana dostluk elini uzatabilir, bunu dikkatle karşıla. *.
• Baldaki zehir*.
• O gün bugündür çocukları çiçekler gibi sadece sevip koklamak ve korumak gerektiğini düşünüyorum. *.
• Birgün kendimden güçlü birinden dayak yedim.
• Fakat allah ötekilerden daha çok güç vermişti pazularıma. Güçlüydüm ve gücümle benden küçükleri hırpaladım. Onları döver, gönüllerini incitirdim.
• Taç ve taht geçicidir. Geçmişlerin iyiliklerini an ki, senin de adını gelecekte ansınlar. (gülistan kitabından).
• Yeryüzünde hiç bir hüma kuşu kalmasa da, kimse baykuşun gölgesine sığınmaz. (gülistan kitabından).

Sadi şirazi yazıları, Manidar yazılar, Güzel sözler, Sadi şirazi